Domaniçli Kardeşlerimin Buluşma Mekanı

Hayme Ana




          
         
          
          
          
         
          
    

Hayme Ana, mahalli rivayetlere göre ve geleneğe göre Ertuğrul Gazi'nin annesi,Osman Gazi'nin ninesi,Süleyman Şah'ın ise hanımıdır.Türbesi ilçemize bağlı Çarşamba Köyü'ndedir.Hayme Ana Oğuzların Bozok kolunun (Gün Han'ın oğullarından) Kayı Boyuna mensup bir Türkmen (Yörük) kızıdır.Kuvvetli bir ihtimalle Güdüz Alp'in hanımıdır.Diğer bir zayıf rivayete göre ise;Süleyman Şah'ın hanımı olup,Süleyman Şah'ın Fırat Nehrini geçerken attan düşüp boğulması üzerine aşiretin reisliğini eline almıştır.Ankara'nın batısındaki Karacadağ yöresine yerleşmiştir.(Ankara'nın batısındaki Haymana ilçesi adını bu hanımdan almıştır.)Osmanlı Obasının Söğüt ve Domaniç'e yerleşmesiyle belli bir dönem devlet idaresini eline aldığından ve devletin kuruluşunda oynadığı hayati rol sebebiyle “DEVLET ANA” olarak anılmıştır. 1250 li yıllarda aşiret reisliğinin Hayme Ana'ya ait olduğu söylenmektedir.

Yavuz SANEMOĞLU ‘nun 1958 yılında Domaniç'li 95-100 yaşlarındaki Sünnah Hoca'dan dinlediği mahalli yörük rivayetleriyle yerinde yaptığı tesbitlere göre; ” Süleyman Şah'ın Fırat'ı geçerken boğulduktan sonra, oniki yaşındaki Ertuğrul (Erturan) annesiyle kalmıştır. Aşirete bey olduktan sonra annesine hürmette kusur etmemiştir.”

13. Yüzyıl ortalarına doğru delikanlılık çağına gelen Ertuğrul Gazi annesinden aşiret reisliğini devralır. Bundan sonra da oba daha da güçlenir. Selçuklu'larla birlikte öncü kuvvet (uç beyi) olarak savaşlara katılır. Büyük Alaaddin Keykubat'ın İznik İmparatorluğu üzerine yaptığı bir sefere katılır(1270).Dönüşte Söğüt ve Domaniç'i fetheder.Selçuklu gaza hukukuna göre Söğüt kışlak , Domaniç yazlık olmak üzere Ertuğrul Gazi'ye yurtluk olarak verilir.

[Nevzat KÖSEOĞLU/age.-118.sayfa]

Ona Çadır Anası (Çadır Büyüğü) manasına gelen Hayme Ana derlermiş. Hayme, kelimesi Arapça olup çadır anlamına gelmektedir.(Çadır Osmanlıların ve eski Türklerin ilk evi,ilk sarayı olmuştur.Çadır; aile,yuva,birlik ve beraberliğin sembolü olarak kabul edilir.) Hayme Ana'ya “Devlet Ana” denildiği gibi “ÇADIR ANASI” da denilmektedir.[Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü/Mehmet Zeki PEKALIN...]Aşiret Söğüt ve Domaniç Yaylaları dolaylarına yerleştikten sonra Hayme Ana,obaların en itibarlı kadını imiş.

Bir rivayete göre; ilkbaharda davarlar ve atlarla yaylaya çıkan Kayı boyu yörükleri Söğüt'ten Bozüyük'e bakan yamaçlardan Karaköy Yaylasına, oradan da Domaniç'in Çarşamba köyüne gelirlermiş.Bu yolu otlaklşardan istifade ede ede takriben iki,ikibuçuk ayda alırlarmış.Buraya gelince sürülerden aygırları ayırır, onları hala “Aygır Deresi” denilen vadi içine sürer,yavrulu kısırlardan uzak tutarlarmış.Böylece hem bu aygırların zararını önlemiş,hem de ilkbaharda tay almak için bu günde uygulanan makul bir hayvancılık yaparlarmış.Sonbaharda da (Eylül ayının ilk haftası) Çarşamba Köyün'den (Domaniç Yaylasından) yerleşim yeri olan Söğüt'e göçerlermiş.

Hayme Ana Sultan, Çarşamba Köyü'nde oturmuştur. O zamandan beri Demirli, Erikli, Karaman ve Fınlıcak Köyleri Yörükleri Hayme Ana'nın Çarşamba Köyün'de çadır kurduğu yer,yayla için merkez ittihaz edilmiştir.

Çarşamba Köyü'nde türbesi bulunan Hayme Ana, Artukoğulları liderliğinde Kayı aşireti ile birlikte hayatını bu topraklarda sürdürürken evlat ve torunlarını fazilet ve dirayet sahibi birer insan olmaları için, ”Devlet Ana” anlayışıyla elinden geleni yapıyordu. Kocasının büyük bilgi ve tecrübesine sahip olan bu kadın, oğul ve torunlarının büyük bir devletin kurucuları olacağını sezmişcesine onları tam bir edep ve ahlak timsali olarak yetiştiriyordu.

[Hayme Ana Özel Eki 1. Sayfa]

Yine bir yayla mevsiminde (muhtenelen Eylül ayında) Hayme Ana Hakkın rahmetine kavuşmuş, Çarşamba Köyü'nde tepenin üstündeki yaylayı gören kısmına gömülmüştür. Hayme Ana'nın vefatından sonra, gömüldüğü yerin etrafı duvarlarla çevrilmiştir.

2. Abdülhamit devrinde, Çarşambalı bir köylü evinde sakladığı dedesinden kalma deri üzerine yazılmış bir vesikayı köye gelen birine okutur. Vesikanın Hayme Ana'ya ait olduğu ortaya çıkar. Derhal İstanbul'a giderek Yıldız Sarayı'na varır ve vesikayı padişaha (2. Abdülhamit'e) ulaştırır.2.Abdülhamit vesikayı inceletip bir heyeti buraya(Çarşamba Köyü'ne) gönderir.Büyük ninesi Hayme Ana Sultan'ın kabrini buldurarak üzerine bir türbe yaptırır.

Türbenin üzerinde bulunan mermer kitabe de:

“Şahin şehi ali hasep,hakan-ı mebrük –ün nesep,

Abdülhamit Han kim anın lütfunda alem müstefit,

Gazi'i meydanı vega cennet mekan Ertuğrul'un,

Olmuş idi vaktaki bu sancakta ikbali bedid,

Şu Domaniç yaylasını aldıkta dest-i miknete,

Ehli hilafa evvela çekmişdi ol seddi sedid,

Gazi merhumun imiş bu Hayme Ana maderi,

İtsun garik-i mağfiret daim anı Rabbi Vahit,

Şah'ı Cihan bu türbeyi yaptırdı ol merhumeye,

Eyyam-ı ömrü şevketin kılsın Canab-ı Hak mezid

Bir padişaha itmemiş Allah bu hayrı nasip,

Şimdiye dek geçmiş idi tarihden asr-ı medid,

Vali iken Mahmud kulu, nazm eyledi tarihini,

Kıldı bu rana türbe-i bünyad Han Abdülhamit.

Ketebehü İbrahim (sene 1306) Hakkı Bursavi.

yazıları okunmaktadır.

Padişah türbe yapıldıktan sonra da türbeye konulmak üzere halı,avize ve sünbüllü kandil göndermiştir.

Türbenin sağ tarafındaki bölüm misafirhane (türbeyi ziyaret eden kişilerin konaklaması için yapılmıştır) , sol tarafında yer alan bölüm ise medrese olarak yapılmıştır. Medrese bölümü; 1892-1928 yılları arasında medrese olarak kullanılmış, 1928 yılından sonra “Harf inkılabı” nedeniyle, doğan öğretmen açığının kapatılması amacıyla “Eğitmen” yetiştiren bir kuruma dönüştürülmüştür. 1948-1972 yılları arasında ilkokul olarak kullanılmıştır.

[Öz Domaniç Gazetesi/Hayme Ana Özel Eki]

Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına kadar, gelen misafirlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve türbenin bakımı için devlet tarafından maaşlı bir türbedar görevlendirilmiştir.Türbedar ailesi (torunları) hala bu köyde ikamet etmektedir.

Hayme Ana bugün ziyaretgahtır. Zamanla harap olan türbe 1954 yılında restore edilerek kubbe tamamen değiştirilip kurşunla kaplanmıştır. Sandukasının alt tarafındaki ufak kapaktan toprak alınmakta ve derdi olanlara “deva olarak” toprağı yemektedirler. Bugün toprak kısmı derinde kaldığı için el uzanamamakta, oraya konulan tahta kaşıkla kol uzatılarak toprak alınmaktadır.

Hayme Ana'nın beslediği rivayet edilen geyiklerin boynuzları da asırlardır dertliler tarafından çentile çentile küçülmüştür.

1886 yılında yapılan türbe 1945,1954 ve 1990 yıllarında restore edilmiştir.Son yıllarda Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Okulu öğrencileri tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir.Türbenin yanında misafirhane ve okuma salonu ile öbür tarafında müze bulunmaktadır.

Türbe 1990 yılında restore edildikten sonra olağan üstü bir olay yaşanmıştır.Türbenin alt tarafında bir iç duvar bulunmaktadır.Bu duvarın iç kısmındaki kavak ağaçlarından ikisi şiddetli rüzgar neticesinde devrilir.Ancak devrildikleri yer, türbe ile misafirhane bölümünün arasında bulunan daracık bir boşluktur.Çapraz bir şekilde birbiri üzerine düşen bu kavaklardan biri azıcık sağa veya sola saparak devrilmiş olsa türbeye ve misafirhaneye büyük bir zarar vermiş olacaktır.Zamanın ilçe kaymakamı Abdullah Etil ve eski belediye başkanı İbrahim Önder olay yerine gittikleri zaman hadiseyi ibretle görmüşler, ne yazık ki olayı fotoğraflamayı o anda düşünememişlerdir.

[Öz Domaniç Gazetesi/Hayme Ana Özel Eki]

Osmanlılar zamanında Çarşamba Köyü'nde, Hayma Ana türbesi yakınında her yıl civar köylerden yörükler toplanıp, cirit oynayarak, kurban keserek işte bu yörük göçünü çeşitli vesilerle canlandırıp anma törenleri yapmışlardır. Bu anma törenlerinin hangi yılda yapılmaya başlandığı bilinmemektedir.Ancak bilinen o ki; “Karakeçili Yörükleri” Hayme Ana'nın ölümünden sonra her yıl onoun mezarı başında mevlit okutmuşlar ve törene katılanlara etli pilav ve ayran ikram etmişlerdir. Osmanlı Sarayından yağ,bulgur, kurbanlık hayvanlar gönderlip kurbanlar burada kesilir ve etli pilav dağıtılırmış. ”Hayme Ana Şenlikleri” Sultan Abdülhamit devrinde (1284 yılında) devlet tarafından yapılmaya başlanmıştır. ”Domaniç Yağlı Pehlivan Güreşleri de bu tarihte canlılık kazanmıştır.Savaş yıllarına ait kısa kesintiler dışında bu anma merasimleri günümüze kadar yaşatılmıştır. 1985 yılından bu yana da Eylül ayının ilk Pazar günü, geleneksel olarak “Hayme Ana'yı Anma ve Domaniç Şenlikleri” adı altında Domaniç Kaymakamlığı organizesinde, Domaniç'in Çarşamba Köyün'deki “Tören Alanında” gerçekleştirilmektedir. Domaniç Yaylasın'dan Söğüt'e göçü canlandırmak için yörük çadırları kurulmakta, davar sürüleri geçişi yapılmakta,cirit oyunu,mehter gösterileri gibi etkinliklerle o günkü heyecan yeniden yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Her yıl Eylül ayının ilk haftasında (Pazar günü) “Hayme Ana'yı Anma ve Domaniç Şenlikleri” adı altında anma proğramı İlçe Kaymakamlığı önderliğinde kurulan bir komisyon yönetiminde yapılmaktadır.Çarşamba Köyü yakınındaki tören alanına Osmanlı Obasının Domaniç Yaylası'ndan Söğüt'e göçü temsilen canlandırmak için yörük çadırları kurulmakta ve davar sürüsü geçişi yapılmaktadır.Ayrıca cirit oyunu ve mehter gösterileri gibi etkinliklerle o günlerdeki heyecan yeniden yaşanarak ayrı bir görünüm katılmaktadır.Bilahare bu şenlikler çerçevesinde Hayme Ana ve kuruluş aşamasındaki Osmanlı'larından bahsedilmekte, halkın tarihini daha iyi bilmesi için konuşmalar ve paneller düzenlenmektedir.Halka ve davetlilere tören alanı çevresinde temsili olarak etli pilav ve ayran ikram edilmektedir.

Törenler 1985 yılından bu yana her yıl canlılık kazandırılarak yapılmakta ve bu törenlere çevre il ve ilçelerden 5- 10 bin kişi iştirak etmektedir.

Hayme Ana'nın ve Domaniç'in Türk tarihindeki yeri ve önemini bugünkü ve gelecek amacıyla törenler kuşaklara tanıtmak çerçevesinde çeşitli branşlarda (özellikle tarih) bilim adamlarının katkılarıyla konuşmalar yapılmakta ve paneller düzenlenmektedir. 


 

Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol